2 Mayıs 2010 Pazar

HÜRRİYET GAZETESİ SENDROMU


Sabah kapıcının Pazar günü 1 kez yaptığı servisi kaçırdığımızı farkedince simit ve gazete alma işinin başa düştüğü farkedilir.,

Ben: Çıkıyorum ben Hürriyetin yanına başka gazete istiyor musun?

Eşim: Hürriyet alma, her tarafı boyuyor...

Ben: ?!?!! nasıl yani?

Eşim: Ellerim kapkara oluyor yazıların izi çıkıyor istemiyorum artık Hürriyet okumak, Habertürk al sen en iyisi, gıcır gıcır okuruz..Hürriyeti internetten okursun..

Ben: Saçmalama lütfen ellerini boyuyor diye yıllardır okuduğumuz gazeteden mi vazgeçeceğiz anlamadım.

Çıkıyorum en yakındaki Migrostan kapıyorum gazetemi, simidimi geliyorum.. Kahvaltı sofrasını hazırlıyorum, oğlan da hazır uyumuşken, mis gibi pazar kahvaltısının tadını çıkartıyorum. Ortalarda bir yerde alıyorum gazetemi, ama hakikaten o da ne! Eskiden azıcık siyahıyla boyadığı gazetem ellerimi simsiyah yapmış, neyse diyorum olur böyle şeyler..


Kahvaltı sofrasını topluyoum, masayı silerken gazetenin masaya tüm yazılarını birebir çıkarttığını farkediyorum. Toplam 3 kez siliyorum da ancak çıkıyor masadan yazıların izleri..


Sonra diyorum ki evet bir daha düşünmek gerek belki de internetten okumalı Hürriyet'i.


2 yorum:

  1. Gazeteyi gazeteden okumak daha keyifli ama haklısın Nothing'cim, gerçekten de çok boyuyor:)

    YanıtlaSil
  2. Habertürk'e geçeceğim bu gidişle ;)

    YanıtlaSil