20 Ekim 2010 Çarşamba

BEN SEVMEDİM BU ÇİYA'yı

Çok övgü okudum aman ne...
En sevdiğim blogta (cafefernando) Cenk çok övmüştü, gidememiştim çok üzülmüştüm.
Sonra ne zaman bir dergi açsam ya da Hürriyet Pazar'ın yeme içme listelerine baksam hep en üstteydi o...
Yine geçen gün uçaktaki dergide ratgeldim "İstanbul Eats" diye bir dergi var yine onun Top 10'inin en üstündeydi.
Tamam dedik hemen gidiyoruz.
Tüm yenilecek içilecekleri yazılanlardan not ettik ve oğlanı da peşimize taktık gittik Çiya'ya..
Bir Çiya Kebapçısı vardı bir de Çiya Sofrası.. Biz yazılanlardan yola çıkarak Çiya Sofrası'nı tercih ettik.

Sonuç mu; bizim için tam bir hayal kırıklığı oldu..
Vişneli köfteden, patlıcan dolmasına, bir sürü yemek söyledik ortaya..
Patlıcan tatlısından, kabak tatlısına, kerebiçe kadar da tatlıları söylemiş olduk buarada..

3 kişi gittik(oğlan hariç tabi,o şanslı olarak evden getirdiğim kendi yemeğini yemişti)..
Hayır birimiz beğenmese birimiz beğenir değil mi..
Haa, yenir mi yenir evet ama bence övgüye değer bişey yok...

Ayrıca hadi yemekler kötüydü, servis nasıldı derseniz o da gayet karışıktı bence..
Belki de kötü günlerindeydiler.... Olabilir mi olabilir.. Tabi ki başkaları beğenebilir hatta bayılabilir ama bizim damak tadımıza uymadı diyelim o sebeple bir daha tercihi zordur bizim için.


Tabiki fotoğrafların kaynağı kendi web siteleri.. tık

3 Ekim 2010 Pazar

gece-bu saatte ne yenir...hımm yada ne yenmez


ne yapayım dayanamadım... açtım paketi löpür löpür yuttum şu aşağıdaki güzellikleri...


yummmy HACI BEKİR..

saat kaç? gece neredeyse 02:00...

ben napıyorum,yiyorum.. hem de doğum sonrası kilolarımı verememişken..

ühühüh..

olsun ama tadı çok güzel. en sevdiğim hem..çifte kavrulmuş fıstıklı...


PİŞMANIM ama yine olsa yine yerim...


ühüü..yummy..ühüü.. (bu böyle gider)