15 Aralık 2010 Çarşamba

KURUMSAL YAŞAM'a GEÇİŞ


3 buçuk ay oldu ajans hayatım sona ereli..
6 senedir aynı yerde çalışmanın bende yarattığı müthiş bir güven duygusu vardı ve ajansın kapanması ile hapishaneden salıverilen ve nereye gideceğini bilmeyen mahkumlara döndüm aslında..

çalışsam, çalışmasam, bebişle hayatıma anne+ev hanımı olarak mı devam etsem derken..
İstanbul'da çalışmayan birtek yakın arkadaşım olmadığı gerçeği ile yüzyüze kaldım...

Oğluşumu çok sevsemde çalışan bir anne olarak daha mutlu olacağımı ve bunun da ona daha iyi yansıyacağına karar verdim.
Ve böylece;
İlk defa bir kurumsal hayata geçiş yaptım...

İlk defa servisle işe gidiyorum :) (ama 5:30 da kalkmam gerekiyor)
Plaza hayatı beni mahvetti, havalandırma sistemine alışamadım
insanlar arılara benziyor:( 4 'lü grup masalarda çalışıp, yemek ve çay saati dışında dışarıya çıkmıyor.. toplu olarak asansör sırası beklemek falan çok komik
Plaza'ya dışardan yiyecek(bisküvi,kraker ..vs) sokmak yasak(sanki içerde kafe var da)
Plaza'ya dışardan çiçek gelmesi de yasak(yani iş tebriği için gönderilen çiçekleri masanıza çıkarmanız yasak, ancak akşam eve dönerken resepsiyondan alıp eve götürebiliyorsunuz)

Bunca zamandır çok yoğun tempomuz bile olsa kakarakikiri'ler,hep beraber akşam dışarı çıkmalarla, aradaki molalarda oynadığımız dartlarla geçirdiğim çalışma hayatım bir anda kapalı plaza hayatına döndü...

Şimdilik alışamadım bu hayata, bu kurallar silsilesine ama ... bakalım deneyip göreceğiz...