31 Aralık 2008 Çarşamba

...

Hiç bitmeyecekmiş gibi yaşadığımız bir hayat var, sonuyla beklemediğimiz bir anda yüzyüze geldiğimiz...
Önce yakınlarımızı, sonra kendimizi kaybettiğimiz bir son,...
Acısının dinmediğinden tecrübeliyim sadece zamanla o acıya da alışıyorsun işte.

Canım anneannem seni çok özleyeceğim...

YUMDUM GÖZLERİMİ
Yumdum gözlerimi
Karanlıkta sen varsın
Karanlıkta sırtüstü yatıyorsun
Karanlıkta bir altın üçgendir alnın ve bileklerin
Yumulu göz kapaklarımın içindesin sevdiceğim
Yumulu göz kapaklarımın içinde şarkılar
Şimdi orda herşey seninle başlıyor
Şimdi orda hiçbir şey yok senden önceme ait
Ve sana ait olmayan

NAZIM HİKMET

26 Aralık 2008 Cuma

CARETTA EVLAT EDİNİN



Az önce,Bonus Card'dan bir e-mail geldi. WWF ile yaptıkları özel bir çalışma ile 10 YTL karşılığında bir deniz kaplumbağası evlat ediniyorsun.
Mesaj şu:
Yeni yılda sevdiklerinize çevreye duyarlı bir hediye verin. Onlar için bir deniz kaplumbağası evlat edinin.
Yeni yılda kardeşime maddi değeri düşük ama anlamlı bir şey almak istiyordum, "cuk" diye oturdu. Hemen WWF'i aradım, dinazorların yaşadığı devirlerden günümüze kadar varlığını koruyabilen deniz kaplumbağalarının neslinin artık tehlikede olduğunu, WWF olarak da bu neslin devam etmesi için Akdeniz Bölgesi'nde çalışmalar yaptıklarını öğrendim. Her 10 YTL bağışla da 1 yumurta kurtarıyorsunuz.
Oldukça anlamlı.. sitesi aşağıda yer alan linkte mevcut bir de orada yeni doğan deniz kaplumbağalarının denize ulaşmalarını gösteren bir video var...izlemenizi tavsiye ederim...

FOR YOU MARKETLERİ

Dün Osmanbey'deki "For You" markete girdim,raflarda doğru dürüst hiçbirşeyin kalmadığını görünce herhalde millet silip süpürdü feci bir ucuzluk vardı dedim ama işin aslı başkaymış. Market elemanı "abla biz kapatıyoruz burayı" dedi, sonra da "bu şubeyi değil herhalde tüm For you'lar kapanacak. Sahibi (Zapsu), ortağı ile para konusunda anlaşamamış galiba" dedi. Hıııımmm, kriz yok diye kim demişti...

25 Aralık 2008 Perşembe

YILBAŞI ŞEKERİ


Bugün bloguma bir christmas şarkısı eklemeye çalıştım beceremedim,yeni yeni öğrenmeye çalıştığım,kendi başıma yapayım derdinde de olunca kimseden yardım isteyemedim açıkcası :(
Ama yaparım yaparım :)
Tam buna üzülürken bana müthiş bir yılbaşı şekeri paketi geldi. Yedim, yedim doydum, yanımda fotoğraf makinem olmayınca cep telefonumla çektim hemen ekledim. Bitince buradan bakar bakar gözlerimi doyururum artık...

24 Aralık 2008 Çarşamba

CHRISTMAS


Yarın 25 Aralık Christmas....Bizim adetimiz olsun olmasın,çok hoşuma gidiyor, yeşil çam ağaçlarına süsler takmak, süsleri özene bezene seçmek. Geçenlerde eski bir "Sex and the City" bölümünü izlerken Charlotte'un museviliğe geçisinde bırakması gerekenlerden birinin de noeli kutlamak olduğu konusu vardı. O da ağustosta da olsa son bir kez olmak üzere noel ağacı süslüyor ve büyükannesinden kalan en sevdiği mavi topa hayranlıkla bakıyordu. Ailelerde kuşaktan kuşağa aktarılan bir gelenek yani, bizdeki gibi uyduruktan yapmasına, uyduruk simler dolamak değil işin aslı sonuçta.

Şimdi bakıyorum da her mağazanın vitrininde bile bir yapma ağaç, üstünde tek başına kullanılınca o en nefret ettiğim dolama simler....
Çocukların gönlü olsun diye marketlerden,kırtasiyelerden alınmış yapma ağaçlar sonra ertesi noele kadar ütü odalarında tıkış pıkış bırakılan o ağaçlar, plastik çam yaprakları yere döküldü diye kızan anneler... İşte bizde böyle bir kabusa dönüşüyor...

Elbetteki ağaç tutturan çoçuklar için gidin gerçek ağacın alın yada bu kültürü seviyorsanız gerçeğini bulun süsleyin diye bir şey demiyorum ama bunun zorlama yapılıyor olması beni rahatsız ediyor....

Yoksa ; jingle bells,jingle belllllllllssssssssssssssssssss, :)))))))

23 Aralık 2008 Salı

OMO

Bugün Omo konusunda yine Fas'ta dinlediğim ama aslında efsane olan bir olayı paylaşmak istiyorum. (Eğrisi ile doğrusu ile anlatanın yalancısıyım)
Evvel zaman olur ki Omo, Arap pazarına girmeye karar verir. Müthiş (!) reklamcılarla anlaşılır, grafikleri güzel bir çalışma çıkar ortaya: sol tarafta kirli çamaşırlarla dolu bir sepet, çamaşır makinesi ve Omo durur, sağ tarafta ise temiz çamaşırlarla dolu bir sepet ve çamaşır makinesi durur. Omo'nun sloganı nedir bilemiyorum ama neyse Omo logosu .. vs, pazara girerler. Ancak gariptir ki, beklenin aksine 1 tane bile Omo satılmaz, satınalma alışkanlıklarına falan bakılır ama çözemezler olayı, sonrası o müthiş reklamcılardan (!) birine dank eder, Arapların sağdan sola okudukları...
Arapların bu çalışmada gördükleri, 1 sepet dolusu temiz çamaşırı, Omo ile yıkayınca kirlendiğidir. ve tabii hemen tüm çalışmalar değiştirilir ve Omo raflardan tüketilmeye başlanır...

Doğru yada yanlış ama doğru olan şey şu ki; global markalar yeni girdikleri pazarda çoğu zaman yerel alışkanlıkları veya talepleri görmezden gelerek hareket ediyorlar ve büyük yanlışlara düşüyorlar... Bunun örneği ülkemizde de çok zaten, uzakta aramaya gerek yok :)

22 Aralık 2008 Pazartesi

VESTEL ve FAS


Geçen hafta Bayram tatili dolayısıyla Fas'taydım. Afrika-Arap karışımı olan bu ülke insanlarının medyada abartıldığını sandığımdan fazla "Gümüş" dizisine ve orada "Muhammed" ismi ile oynayan "Kıvanç Tatlıtuğ"a olan hayranlıklarını gördüm. Pasaport kontrolündeki memur bile bizi durdurup Muhammed'i tanıyıp tanımadığımızı sordu.
Bununla birlikte zaten Marketing Türkiye'de de gördüğümüz üzere Vestel'in Ortadoğu pazarındaki açılımı Fas'tada Kıvanç Tatlıtuğ'u kullandıkları bir reklam çalışması ile mevcuttu.
Rehberimiz o çalışmanın yer aldığı megaliht'ı göstererek bir kelime bile bilmeyen Araplar için üzerinde "Happy Vestel to you :) " yazması ve buraya yapılan bir boşa yatırımın olması ne acı dedi, sonrasında ise bir de tersten okuyan Araplar'ın geçmişte OMO reklamı için verdikleri tepkiyi anlatan efsaneleşmiş bir anekdotu paylaştı...
Eee artık onu da yarın yazayım zaten bu ilk yazı denememdi, umarım başarıyla devam eder...